Başlık Metninizi Buraya Ekleyin Son zamanlarda çiftler arasında artış gösteren koruyucu aile olma isteklerinden dolayı koruyucu aile nasıl olunur, başvuru şartları ve koşulları nelerdir sorusu çok fazla ön planda olmaktadır. Öncelikle koruyucu aile; farklı bir çok sebepten dolayı biyolojik anne ve babası ile yaşamamakta olan, devlet koruması altında yaşayan ve 0-18 yaş aralığındaki çocuklar için düzenlenmekte olan, çocuğun biyolojik anne ve babasından farklı bir ailenin yanında yaşamasına imkan sunan hizmettir. Çocukların fiziksel ve psikolojik olarak bir ailenin varlığına daha çok ihtiyaç duymasından dolayı bir kurum içerisinde değil de gerçek bir aile ortamı içerisinde yaşamak isteyebileceğinden dolayı böyle bir hizmet mevcuttur. Amaç sağlıklı bir aile içinde çocuğun büyümesini sağlamaktır. Koruyucu Aile Ne İçin Gereklidir? Çocuğun sosyal, fiziksel, psikolojik ve pek çok alanda kendisini daha iyi hissetmesi, daha iyi bir büyüme ortamı içerisinde yetişmesi, çocuğun üstün yararının sağlanması amacıyla sevgi, saygı ve birebir ilginin olduğu bir aile içerisinde büyümesi koruyucu aile imkanının temelinde yatmaktadır. Devlet korumasında olan bu çocukların biyolojik anne ve babaları hayattadır. Ancak kendi ailelerinin yanında kalması uygun değildir. Çocuğun biyolojik ailesi ile hukuki bağı devam ettiği için evlat edindirilemez. Ancak çocuğun biyolojik ailesi izin verirse koruyucu aile statüsündeki çocuk evlat edinme statüsüne geçebilir. Ayrıca çocuğun koruyucu aile verilmesi için biyolojik anne ve babasından izin alınmasına gerek yoktur. Koruyucu Aile Olmak İçin Nereye Başvurulur? Koruyucu aile olmak için kişilerin yaşadıkları ildeki Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın İl Müdürlüklerinde bulunan ilgili birime başvurmaları gerekmektedir. Koruyucu aile birimine başvurduktan sonra, sürece bağlı olarak birkaç ay veya 8 aya kadar geçen süre içerisinde değerlendirmeler yapılır ve hazırlık sürecine geçilebilmektedir. Koruyucu aile başvuru şartları ve koşulları bu aşamada incelenir ve gerekli değerlendirmeler yapılır. Koruyucu Aile Başvuru Şartları ve Koşulları Arasında Neler Vardır? Koruyucu aile olabilmek için gerekli müracaatlardan sonra aileler incelenir ve aile kendisine en uygun çocuğa koruyucu ailelik yapar. Şartlarının neler olduğuna baktığımızda; Ailenin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması önemlidir. Aile bireylerinin 25 ile 65 yaş arasında olması gerekir. Kişiler en az ilkokul mezunu düzeyinde olmalıdır. Kişilerin düzenli bir geliri olmalı ve bunu beyan etmelidirler. Koruyucu aile olmak isteyen kişinin evli olmasına gerek duyulmamaktadır. Bekar olan bireyler koruyucu ailelik görevi yapabilirler. Koruyucu ailelik yapmak isteyen bir ailenin kendi biyolojik çocuklarının olması herhangi bir sorun teşkil etmemektedir. Koruyucu aile olmanın şartları bu şekilde temellendirilmiş olsa da bir çocuğun bir aileye verilebilmesi için gerekli incelemelerin titizlikle yapıldığı, çocuğun en büyük yararının göz önünde tutulduğu bilinmelidir. Her çocuk için gereken hassasiyet gösterilmektedir. Koruyucu Aile Olmanın Şartlarının Diğer Detayları Nelerdir? Koruyucu aile olmak isteyen bireyler veya aileler ile çocuklar arasında 18 yaş farkı bulunmak zorunda değildir. Bu her ne kadar evlat edinme ile ilgili bir kural olsa da koruyucu ailelerin böyle bir zorunluluğu yoktur. Koruyucu aile olmak isteyen bireyler, çocuğun yaş ve cinsiyetini seçme konusunda söz hakkına sahiptir. Fakat bunun yanında sosyal hizmet uzmanları ailenin durumuna bakarak kendi fikirlerini beyan edebilir, bireylere farklı fikirler sunulabilir. Bunun yanında çocuk seçme gibi bir durum söz konusu olmadığından çocuğun psikolojisine dair bir olumsuzluk bulunmamaktadır.Akrabalar çocuğa koruyucu aile olabilir. Akrabalar çocuğun herhangi bir zararına neden olacak şekilde bir girişimde bulunmadılarsa ve incelemeler neticesinde çocuğun akrabaları da sorun yaşamayacağına veya istismara uğrayacağına karar verilmişse çocuğun akrabaları koruyucu aile olabilir. Çocuğun fayda sağlaması gözetilerek çocuk koruyucu aileye verilebilir fakat bu verilme süresi geçici veya kalıcı olarak sınıflandırılır. Çocuğun yararına bir durum söz konusu olduğu için belli bir süre sonra çocuk biyolojik anne ve babasına bir komisyon kararıyla geri verilebilir. Lakin bu biyolojik aileye geri verilme durumu olasılığı oldukça düşük bir durumdur. Çocuklar için faydalı ve onları koruyucu bir düzenleme olan koruyucu ailelik, çocukların hem psikolojik hem de sosyal hayatına iyi anlamda etki edebileceğinden dolayı günümüzde fazlasıyla tercih edilmektedir.
Annenin bebeğini emzirmesi, anne ve bebeğin birbiri ile olan bağını kuvvetlendirdiği gibi bebeğin anne sütünden aldığı vitamin ve mineraller bağışıklığını kuvvetlendirirken, annenin de doğumdan sonra emzirmeye başlamasıyla psikolojik ve fiziki olarak kuvvetlenmesini sağlar. Bu sebeple ki doğru emzirme yöntemini bilmek gerekir. Bebeğin yeterli oranda süt alabilmesine imkân tanıyan doğru emzirme yöntemleri aynı zamanda anne sütünün artırılmasında da etkilidir. Bebeğin memeyi tam olarak kavraması ise, annenin meme çatlaklarına, boyun, bel, kol, sırt ya da meme ucu ağrısı şeklinde problemler yaşamasını önlemektedir. Emzirme tekniklerinin doğru bir şekilde uygulanması, bebeklerin sütü daha basit çekmesini sağlayarak hem annenin hem de bebeğin yorulmalarını engeller. Ayrıca bebeğin memeye uyguladığı bu hareketler, süt üretiminden görevli hormonların uyarılmasına katkıda bulunur. Böylece süt artışı hızlanır. Anne ve bebek sağlıklı bir şekilde emzirme sürecine devam eder. Doğru emzirme yöntemini öğrendikten sonra mükemmel anne bebek emzirme sürecinizi başlatmış olursunuz. Bebek Emzirme Teknikleri Nelerdir? En çok önerilmekte olan dört emzirme pozisyonu ve tekniği vardır. Bunları sırasıyla; kucaklama pozisyonu, ters kucaklama pozisyonu, koltuk altı pozisyonu ve yatarak emzirme pozisyonu olarak sıralayabiliriz. Şimdi bu emzirme pozisyonlarından bahsedecek olursak; Kucaklama Pozisyonu Beşik pozisyonu olarak da bilinen sarılma pozisyonu normal doğum sırasında bebeğin tercih ettiği ilk pozisyondur. Pek çok annenin kullandığı pozisyondur. Bu pozisyonda anne, memeye yaklaşmak için boyun kaslarını kullanmaya çalışacak olan bebeği görebilir ve tutabilir. Ancak kaslar henüz çok zayıf olduğundan bebek 1-1,5 aylıkken bu pozisyonu kullanmak daha sağlıklıdır. Sezaryen yaptıran anneler dikişlerden dolayı karınlarına ve midelerine baskı hissedebilir ve bu pozisyon ağrılarını arttırabilir. Ters Kucaklama Pozisyonu Bu pozisyona çapraz beşik pozisyonu da denir ve sarılma pozisyonuna benzer. Yeni doğan bebekler için sıklıkla emzirme pozisyonu olarak kullanılır ve annenin bebeğin başını desteklemesi nedeniyle emme işlemini kolaylaştırır. Bebeğin emme gücü zayıfsa ve emmede zorluk çekiyorsa bu pozisyon önerilir. Özellikle bu yöntem daha çok prematüre olarak doğan bebeklerde ya da memeyi kavramada zorluk çeken bebeklerde kullanılır. Koltuk Altı Pozisyonu Torba pozisyonu olarak da bilinen koltuk altı pozisyonu özellikle sezaryen olmuş anneler için oldukça faydalıdır. Dikişleri zorlamadığı için annenin rahat ve rahat emzirmesini sağlar. Emzirme konusunda zorluklarla karşılaşan ebeveynler, özellikle ikiz çocukları olanlar ya da büyük göğüslü ve memesi içine çökük olanlar bu pozisyonu daha uygun bulabilirler. Yatarak Emzirme Pozisyonu Yatar pozisyon olarak da adlandırılan yatık emzirme pozisyonu, hareket kabiliyeti kısıtlı anneler ve özellikle sezaryen ile doğum yapan anneler tarafından tercih edilmektedir. Bazı anneler emzirme için daha rahat bir pozisyon sağladığından gece emzirmesi için de kullanırlar. Bu pozisyonda bebeğin ve annenin yüzünün birbirine dönük olması önem gösterir. Özellikle uykuluyken bu pozisyondaki emzirmeler için dikkat edilmesi gerekir. Anne bebeğine ve kendisine göre en iyi pozisyonu bulup emzirme dönemini sağlıklı geçirebilir. Bebek Emzirme Önerileri Nelerdir? Yeni doğum yapmış anneler genellikle emzirme konusunda sadece pozisyonun önemli olduğunu düşünürler ancak bebek emzirilmeden önce ve sonrasında da yapılması gereken şeyler var. Bunlar; Emzirmeye Başlamadan Önce Yapılması Gerekenler Sakin ve gürültüsüz bir atmosferde, rahatça oturun çünkü fiziksel gevşeme, süt salınımını da rahatlatır. Daha sonrasında bebeğin bedeninin tamamını kendinize döndürün, burun tıkanıklığı varsa bebeğin burnunu açın ve bebeğin kafasını bastırmadan meme başınıza koyun. Meme ucunuzdan bir parça süt alın ve bebeğinizin yanağına sürün, bu hareket bebeğin meme ucunu kendi bulmasını sağlayacaktır. Bu emme sürecinde nazik hareketler ve sesinizi bebeğinize duyurmanız süreci sakinleştirecektir. Emzirirken Yapılması Gerekenler Bebeğiniz emmeye hazır olduğunu belli ettiği anda onu emzirin. Emzirme zamanlarınızı bebeğinizin isteğine göre ayarlayın. Memelerinizden eşit emmesine özen gösterin çünkü emmediği memeden süt kesilmesi yaşanabilir. Bu sebeple sütünüz yeterli ise her öğün tek bir memeden emmesine özen gösterin. Bebeğiniz emmeyi bitirdiğinde küçük parmağınızı yavaşça ağız çevresinden içeri sokarak basıncını kesin ve meme ucunu çekin. İlk 2-3 gün kolostrum nedeniyle sütünüz kısıtlı miktarda gelebilir ancak kalıcı bir durum değildir. Sütünüz gün geçtikçe artacaktır. Bunlara dikkat edildiği sürece anne ve bebek bu süreci sağlıklı bir şekilde geçirecektir.
Bebeklerde solunum yolu enfeksiyonları sıklıkla görülen bir hastalıktır. Bağışıklık sistemleri daha tam anlamıyla gelişmemiş olan bebeklerin, solunum sistemleri de zayıftır. Bundan dolayı bebeklerde solunum yolu enfeksiyonları kolaylıkla görebilmektedir. Özellikle kış aylarında kendini çok fazla gösteren solunum yolu enfeksiyonu hastalıkları, belirtileri ile birlikte birbirlerine çok fazla benzemesinden dolayı teşhis koymakta zorluk yaratmakta ve gerekli tedaviyi zorlaştırmaktadır. Bunun için bebeklerde solunum yolu enfeksiyonları konusunda tedavi ne kadar önemliyse tanıyı doğru koymak da o kadar önemli bir durumdur. Doktor muayenesi sonucu ilaçların düzenli olarak alınması ve hijyen kurallarına uyulduğu taktirde çabucak üstesinden gelinebilecek bir rahatsızlıktır. Bebeklerde Solunum Yolu Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Enfeksiyon belirtileri her ne kadar çoğu hastalıkta benzerlik gösterse de tedavi için bebek dikkatli ve özenle incelenmelidir. Ebeveynlerin bebeklerini gözlemlemeleri sonucunda aşağıdaki belirtiler varsa enfeksiyondan bahsedilebilir. Belirtilerden bazıları; Öksürük ve hapşırık Burun akıntısı ve burnun tıkalı olması Baş ve boğaz ağrısı Bebeğin ateşinin yüksek olması Sebebi olmayan ağlamalar Uyumada zorlanma Bazı alt solunum yolu hastalıklarında normalden düşük ateş Nefes alıp vermede hırıltılar Bebeğin oksijen alamaması Bazı durumlarda kusma ya da ishalin olması Bunlar genel belirtiler olmakla birlikte, her bebek için ayrı testler yapılmalı ve en doğru sonuca ulaşılmaya çalışılmalıdır. Ayrıca öksürük ve hapşırık yolu ile ulaşıcı özellik taşıdığı için dikkat edilmesi de gerekir. Bebeklerde Solunum Yolu Enfeksiyonları İçin Tanı Nasıl Koyulur? Solunum yolu enfeksiyonları alt ve üst solunum yolu olarak ayırılır. Bunun için hangi hastalığın olduğu belirlenmelidir. Bebeklerde enfeksiyon belirtileri incelendikten sonra klinik belirtiler ve muayene bulguları ile tanı konulmaya çalışılır. Bebeğin durumuna göre gerekli testler yapılmalıdır. Genellikle önlenebilecek hastalıklardandır. Ancak yine de dikkat edilip ileri boyuta gitmesini önlemekte gerektiği unutulmamalıdır. Genel anlamda viral enfeksiyon geçirmekte olan bebeklerde belirtiler 1 ila 3 gün içinde kendini gösterir ve 7 ila 10 gün içerisinde iyileşme sürecine girebilirler. Fakat hastalık üst boyutlara ulaşmışsa ve tedavi gerektiriyorsa bir uzman aracılığıyla gerekli tedavilerin yapılması gerekmektedir. Bebeklerde Solunum Yolu Enfeksiyonlarında Dikkat Edilmesi Gereken Şeyler Bebeklerin bağışıklık sistemi biz yetişkinler gibi olmadığı için özellikle havaların soğuması, hijyensiz ortamda ya da aşırı kalabalık ortamda bebeğin bulunması solunum yolu enfeksiyonu kapmasını sağlayabilir. Öncelikle böyle ortam yada durumlarda bebeğin olmamasını sağlamak gerekli. Solunum yolu enfeksiyonu geçiren bebeğin, aile bireylerinin de dikkat etmesi gereken durumlar söz konusudur. Hem bebeğin özenli bakımı için hem de hastalığın bulaşıcı özelliği olduğu için diğer insanlara bulaşmaması için dikkat edilmeli. Gereken tanı ve tedavi yöntemi belirlendikten sonra hastalık daha kolay atlatılabilir. Hastalıklara karşı bebeğimiz korumak için aşağıdaki maddelere dikkat edilmeli; Bol Sıvı Tüketimi Bebekler çeşitli yollarla enfeksiyon döneminde sıvı kaybedeceğinden dolayı bebeğe bol sıvı tüketimi yaptırılmalıdır. Beslenme Bebek sadece anne sütü ile besleniyorsa, anne bu dönemde kendi besin kaynaklarına dikkat etmeli ve bir uzman görüşü almalıdır. Çünkü anne sütü ile bebeğe geçmektedir. Ek gıda alabilen bebeklerde uzman tavsiyesi ile meyve yedirilebilir. Bebeklerin bu dönemde iştahı kapalı olabileceğinden dolayı beslenmek için zorlanmamalıdır. Ilık Banyo Bebeklere ılık banyo yaptırmak, vücut ısısını dengelemeye yardımcı olur. Bebeklerin bu dönemde çok sıcak veya çok soğuk ortamlarda bulunmaması gerekmektedir. Hijyen Bebekle temas edecek olan kişilerin hijyenine dikkat etmesi, ellerini yıkaması, bebeğe karşı hapşırmaması gerekir. Hasta kişilerden bebeğin uzak tutulması gerekli. Bebeklerde Solunum Yolu Enfeksiyonlarında Dikkat Edilmesi Gereken Şeyler Enfeksiyonların tedavisinde özellikle bir uzmana başvurmak gerekmektedir. Genel anlamda özel bir tedavilerinin olmamasının yanında öncelikli hedef enfeksiyonun semptomlarının azaltılması ve bunun yanında tedavi yöntemlerinin tercih edilmesidir. Ağrı ve ateşin olması durumunda özellikle ağrı ve ateş giderilmeye çalışılmalıdır. Burun akıntısı ve nefes alma ve vermedeki zorluklar için burun açıcı spreyler (serum fizyolojik ile aspire edilmesi) ile düzenli olarak bebeğin burnu temizlenmelidir. Doktor tavsiyesi doğrultusunda bitki çayı içirmek. Sigaralı ortamdan bebeğinizin uzak tutulması gerekir. Özellikle rahatlatıcı tedavi yöntemleri seçilmeli, söz konusu bir bebek olduğundan dolayı hekime başvurmadan, gereksiz ve fazla ilaç kullanılmamalıdır. Bazı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotikler tedavi için seçilse de, genel anlamda tercih edilmemektedir. Çünkü antibiyotik bakterileri öldürür, üst solunum enfeksiyonuna sebep olan virüsleri yok edemez.
Bebeklerde fazlasıyla rastlanan bir durum olan mide içeriğinin yemek borusundan ağza kadar gelmesine reflü denir. Bazı bebeklerde bu kusma olarak seyredebilir. Genellikle ilk 6 ayda görülme sıklığı fazladır.Bebekler de reflünün çok fazla görülmesinin sebebi bebeklerin uyku aralarında sıklıkla beslenmesidir. Çoğu doktor bunun yapılmaması gerektiğini söylemektedir. Bazı doktorlara göre bebekler son öğünden sonra bebeklerin uyuması için en az 2 saatin geçmesi gerektiğini savunmuşlardır. Anne sütüyle beslenen bebeklerde reflü görülme olasılığının daha az olduğu öne sürülmekle birlikte bunun yanında bebeğin temiz bir ortamda yaşaması, temiz hava koşullarına sahip olması da önemli bir detaydır. Bebeklerde Reflü Belirtileri Nelerdir? Bebeklerde reflü kendini farklı şekillerde belli etmektedir. Belirtileri dikkate alınmalı, gerekli müdahaleler yapılmalıdır. Temel belirtileri; Çok sık ve fazla kusma Bebeğin sürekli ağlaması ve huzursuzlanması Bebeğin beslenmek istememesi Bebeğin uykuya dalmaması Sürekli ağlamalar Bebeklerde görülen bu durumlar reflü belirtisidir ve bebeklerde reflü beslenme önerileri ile geçebilmektedir.Temel reflü belirtilerinin yanında öksürük, yutma zorluğu, bebeğin kilo almasında problemler de görülmektedir. Bebeklerdeki Reflüye Neden Olan Etmenler Nelerdir? Bebeklerde görülen bu durumlar reflü belirtisidir ve bebeklerde reflü beslenme önerileri ile geçebilmektedir.Temel reflü belirtilerinin yanında öksürük, yutma zorluğu, bebeğin kilo almasında problemler de görülmektedir. Bebeklerdeki Reflüye Neden Olan Etmenler Nelerdir? Bebeklerdeki mide ve yemek borusu arasındaki kapakçığın tam olarak gelişmemiş olmasından dolayı mide içeriğinin ağza gelmesi söz konusu olabilir. Bebeklerin gereğinden fazla beslenmesi ve hızlı emzirilmesi gibi durumlarda, mide kapasitesini aşmasından dolayı bebeğin yemeği sindirememesi, Bebeklerin yatma pozisyonlarındaki sorunlar, Bebeklerin gazının çıkarılmaması, emzirirken yanlış yöntemler seçilmesi, yanlış biberon seçimleri gibi durumlar bebekler için reflüye davetiye çıkartabilir. Bebeğin süte olan alerjisi sonucu reflünün oluşması. Pasif sigara içiminin olması da bebekte reflüyü arttıran bir nedendir. Bebeğin karnını sıkacak giysiler giydirilmesi de reflüye sebep olabilmektedir. Bebeklerde Reflü Ne Zaman Geçer? Genellikle bebeklerde 1-4 ay civarında daha yaygın olarak gözüken reflü belirtileri ilerleyen aylarda azalarak bitmektedir. 2 yaşından büyük bebekler de reflü belirtileri olması farklı problemlere dayandırılmaktadır. Bebeklerde 2 yaşından sonra reflünün devam etmesi nadir durumlardan bir tanesidir. Hafif seyreden reflüsü olan bebeklerde genellikle 6 ay ile 1 yaş arasında reflünün geçtiği gözlemlenmiştir. Bunun dışında normal reflü hastalığı belirtileri 18 aya kadar devam edip, daha sonrasında bitiş gösterebilir. Bebeklerin reflü dönemi içerisinde kolaylıkla geçmesi adına bebeğin az miktarda ve sık sık olarak beslenmesi önerilmektedir. Bebeklerde reflü, beslenme önerileri ile düzeltilebilecek olup, hem bebeğin yaşam standardını iyileştirmek, hem de sağlıklı besinler almasını sağlamak adına reflüsü olan bebeklerin beslenmelerine dikkat edilmelidir. Bebeklerde reflü beslenme önerileri ile azaltılabilir ve hatta bitirilebilir. Önemli olan bebeklerin bu sorununun fark edilip gerekli önlemlerin alınması ve bebeğe uygun beslenme listesinin oluşturulması gerekmektedir. Bebeklerde Reflü ve Beslenme Önerileri Beslenme ve Emzirme Bebek sık ve az beslenmelidir. Mide fazla doldurulmamalı ve böylece reflü riski azaltılmalıdır. Anne sütü bebekler için ideal bir besin kaynağı olduğundan dolayı, emzirmek bebekler için iyidir. Bebekler için özel sindirim enzimleri anne sütünde olmasından dolayı bebeklerin sık sık emzirilmesi tavsiye edilir. Mama Yapımı Mamaya geçmiş olan bebeklerde reflüye özel olan mamalardan ve sindirim açısından bebeğe sorun çıkartmayacak olan mamalardan tercih edilmelidir. Bebek uygun olarak hazırlanmalı, fazla koyu hazırlanmamalıdır. Gaz Çıkarma Bebeğin her beslenmeden sonra gazının çıkartılması önemlidir. Bebeğin gazını almak için yapılabilecek masajlar ve bebeği 45 derecelik açıyla beslemek ve bebeğin sindirim sürecini rahatlatacaktır. Hangi Yiyecekler Tercih Edilebilir? Ek gıdaya başlayan bebeklerde pirinç lapasının yedirilmesi önerilmektedir.Portakal suyu, kahve, asitli içecekler, içerisinde kafein barındıran içecekler veya yiyecekler, bazı bebekler için çikolata ve kakao kullanılan yiyecek ve içecekler, içerisinde çok fazla asit ve baharat bulunduran mide asidini artırabilecek olan yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalıdır. Yatmadan önce yemek tüketmemeye dikkat edilmeli, bebeklerin beslenmeleri uyumadan birkaç saat önce yapılmalıdır.Yeterli ve gerekli vakitlerde bebeklerin su alımı sağlanmalıdır. Bazı bebeklerin süt ve süt ürünlerine alerjisi olmasından dolayı doktora başvurarak bu ürünler sınırlandırılmalıdır. Emziren annelerinde reflüyü artırabilecek olan asitli gıdaları tüketmemeleri gerekmektedir. Çok fazla çikolata, asitli içecekler, kafeinli içecekler tüketen anne adaylarının sütleri ile birlikte bebeğe bunların geçebileceğinden dolayı bunları tüketmemeleri önemlidir.
Bebeklerde kusma durumu çok fazla yaşandığından dolayı bebeklerde kusma nedenleri ve tedavisi ebeveynler tarafından sıklıkla araştırılır. Bebeklerde kusma özellikle yeni doğan bebeklerde fazlasıyla yaygındır. Genel anlamda bebeklerin ilk aylarında normal olarak kabul edilen kusma durumu basit görülse de çok fazlalaştığında veya kontrol edilemez bir hal aldığında sağlık sorunu haline de gelebilmektedir. Bu durumda anne ve babaların panik ve endişe yaşamalarını sağlar. Bebeklerde kusma her durumda bir sağlık sorunu olarak kabul edilmese de fazla veya şiddetli olması durumunda mutlaka çocuk doktoruna danışmalısınız. Doktorunuz bebeğiniz için en doğru tedaviyi sunacaktır. Bebeklerde Kusmaya Neden Olabilecek Şeyler? Bebeklerin tam anlamıyla gelişmemiş bir sindirim sistemleri olduğundan dolayı kusmaları gayet normal algılanır. Genel anlamda ilk 8 aylık süreç içerisinde bebeklerin kusma oranları fazlayken 8 aydan sonra sindirim sisteminin olgunlaşması ile birlikte bebeklerin kusma oranı azalmaktadır. Doğdukları ilk zamanlar beslenme sonrası zorlanmaksızın ağız dolusu kusabilirlerken bu durum büyüdükçe geçmeye başlar. Bebeğin kusmasına neden olabilecek durumlar şu şekildedir; Metabolizma hastalıkları Süt alerjisi Beslenme sonrasında gaz çıkartamayan bebekler Bebekte reflü hastalığının görülmesi Bebeğin aşırı hızlı veya aşırı yavaş beslenmesi Bebeğin yemek borusu ve midesi arasındaki kapakçığın olgunlaşması Bebeğin gerekenden fazla beslenmesi Bebeğin yemek esnasında ya da yemekten sonra yediği yemeği olduğu gibi çıkartması (possetting durumu) Bebeğin soğuk algınlığına yakalanması Bebeğin yemek yedikten sonra hemen sallanması ya da bebeğin hoplatılması Bebeğin yemekten sonra midesine baskı yapacak hareketler yapılması Bebeğin herhangi bir şekilde zehirlenmiş olması Bebeğin apandisitinde sıkıntı olması Bebeğin antibiyotik gibi ilaç kullanması Bebeğin kafa travması yaşaması gibi durumlar, özellikle yeni doğan bebeklerin kusma problemlerini beraberinde getirmektedir. Çok fazla ve hayatın akışına aykırı olan kusmaların olması, hastalık yapabilecek derecede olan kusmalar için bir uzmana başvurmak gerekebilir. Bebeklerde Kusma Nedenleri Nasıl Önlenebilir? Bebeklerde kusma nedenlerine baktığımız zaman çok fazla ihtimal gözümüze çarpsa da, özellikle bebeklerin virüs veya bakteriler kaynaklı kusma durumları iyi analiz edilmeli ve bir uzmana başvurulmalıdır. İki tip kusma çeşidi bulunmaktadır. Bunlarda biri zorlanmanda kusma yani bebeğin yeni doğduğu zamanlar yanlış beslenme kaynaklı özellikle yemek sonrası direk kusması iken; diğeri zorlanarak kusma yani mide bulantısı yaşaması ve öğürme ile besini çıkartmasıdır. Bu daha çok bebeğin herhangi bir sağlık sorununa işaret edebilir. Bunun yanında bebeklerde görülen öksürük, bebeklerin beslenmeden hemen sonra yatırılması, beslenme sonrası bebeklerin sallanmaya çalışması gibi durumlarda kusma problemlerini beraberinde getirebilir. Doktora danışılması gereken bir başka durum ise bebeğin bir besin alerjisinin olup olmamasıdır. Bebeklerde besin alerjisinin olması kusma problemlerini de beraberinde getirebilmektedir. Tüm bunlar göz önüne alınarak gerekli müdahaleler ile bebeğinizin kusması önlenebilmektedir. Bebeklerde Kusma Tedavisi Nasıl Yapılır ve Kusma Nasıl Önlenir? Öncelikle bebeklerde kusmaya etken olan durum bulunmalıdır. Daha sonrasında bebeklerde kusma durumu nasıl tedavi edilir incelenir. Enfeksiyon ve Bakteriler Genel anlamda kusmanın bir enfeksiyon, virüs veya bakteri tarafından yapılıp yapılmadığı tespit edilmelidir. Böyle bir durumda bebek için uygun tedavi yöntemleri seçilmeli ve bunun neticesinde kusmanın iyileşip iyileşmediği incelenmelidir. Sindirim Sistemi Gelişmemesi İlk aylarda gelişmemiş sindirim sisteminden dolayı bebeklerin kusması normaldir. Fakat bu durumu normal saymakla yetinilmeyip bebeğin kusmasının altında başka bir etmenin olup olmadığı araştırılmalıdır. Beslemede ve Sonrasında Yapılan Yanlışlar Bebek beslendikten sonra direkt uyutulmaya çalışılmalı, bebeğin belli bir süre yediklerine hazmetmesi için beklenmelidir. Bebek 45 derece açıyla beslenmeli, beslendikten sonra yüzüstü yatırılmalıdır. Bebeğin yatar pozisyonda olduğu durumlarda besleme yapılmamalıdır. Bebek az yediği düşünülerek daha fazla beslenmemelidir. Beslenmeden sonra bebeğin gazı çıkartılmalı, bebek gazlı bir şekilde uyutulmaya çalışılmamalıdır. Mide Problemleri Bebeklerde en çok karşılaşılan durumlardan bir tanesi de reflüdür. Bebeklerde kusma görülmesinin en önemli sebeplerinden bir tanesi bebeklerde reflü olmasıdır. Belli bir aydan sonra bebeklerde reflü görünme olasılığı azalacaktır. Bütün bunların yanında bebeğiniz ağlarken ona yemek yedirmemelisiniz. Çünkü bu onun hava yutmasına sebep olacaktır. Bebeklerde kusma sıklıkla görülebilen bir durumdur. Fakat bunun yanında hasta olduğunu düşündürecek farklı belirtiler de varsa bir uzman yardımı almak gerekebilir.